Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ve sevgilerini ileterek konuşmasına başlayan Kurum, “Bugün Karadeniz’in kabına sığmayan evlatlarıyla; tez canlılığı ve samimiyetiyle bildiğimiz Rizeli kardeşlerimizle bir aradayız. Ardeşen’den Çayeli’ne, Çamlıhemşin’den Güneysu’ya, Fındıklı’dan Kalkandere’ye, Pazar’a kadar Rize’nin dört bir yanından İstanbul’a gelen; kültürleriyle, değerleriyle İstanbul’umuza renk katan Rizeli hemşerilerimizle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Rizeli hemşehrilerimiz her zaman bizi bağrına bastı, bir kardeşi, bir evladı gibi ağırladı, misafir etti. Bugün de yine aynı samimiyetle, aynı misafirperverlikle bizi karşıladınız, kucakladınız. İyi ki varsınız. İyi ki bizimlesiniz. İyi ki yol arkadaşımızsınız. Rabbim sizlerden razı olsun. Hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz, safalar getirdiniz.” dedi.
‘MİLLETİNE SAHİP ÇIKMADA KARADENİZ KADAR KUCAKLAYICI OLACAKSIN’
Rize’nin her bir karışına sevdalı olduğunu dile getiren Kurum, “Biliyorum ki, Rize’yle, siz değerli Rizeli kardeşlerimizle aramızda büyük bir muhabbet var, samimiyet var, gönül köprüleri var. Ben, Rize’nin her bir sokağını, her bir karışını bilen bir kardeşinizim. Rize Kalesi’nden Zil Kale’ye, Şenyuva Köprüsü’nden Mikron Köprüsü’ne; Ayder yaylalarından Çamlıhemşin Yaylalarına, yemyeşil çay bahçelerinden Elevit Şelalesine kadar her bir değerini iyi bilirim. Biz Rize’den, Rizelilerden şunu öğrendik; sorunları çözmede atmaca gibi hızlı olacaksın. Zorlukların karşısında Kaçkar kadar gözü pek olacaksın. Milletine sahip çıkmada Karadeniz kadar kucaklayıcı olacaksın. Şehrinin, insanının hizmetine koşarken Fırtına Deresi gibi olacaksın. Vatandaşına yardım elini, şefkat elini uzatırken bereketli çay bahçeleri gibi, almadan veren el olacaksın. Bizim Rize’ye, Rizeli kardeşlerimize olan muhabbetimizin, kazandırdığımız eserlerin temelinde de bu anlayış yatar.” şeklinde konuştu.
‘HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ ESERLERDEN DOLAYI RİZELİLERİN, TÜM KARADENİZLİ KARDEŞLERİMİZİN HAYIR DUASINI ALDIK’
5 yıllık Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı dönemimde Rize’ye pek çok eser kazandırdığını sözlerine ekleyen Murat Kurum, “Hayata geçirdiğimiz eserlerden dolayı Rizelilerin, tüm Karadenizli kardeşlerimizin hep hayır duasını aldık. Hatırlayacaksınız, 2021 yılında Rize’de bayramda meydana gelen sel felaketinde hemen sizlerin yanına koştuk. Bizi evinizde ağırladınız, misafir ettiniz. O hüzünlü bayramı sizlerle birlikte geçirdik, birlikte ağladık. Rizeli kardeşlerimizin acısına ortak olduk. Yaralarımızı sarmak için tüm ekiplerimizle birlikte bayram seyran dinlemedik, canla başla çalıştık. Daha dün gibi hatırlıyorum. Nice kardeşimizin evi yaşanan selde zarar gördü. Ama o gün bu kardeşiniz sizlere ne dedi? Gönlünüz müsterih olsun. Söz! Biz tıpkı Giresun’da, Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de olduğu gibi seferberlik ruhuyla çalışacağız, sizi 1 yıl içerisinde yeni yuvalarınıza kavuşturacağız dedik. Ve sözümüzde durduk. Bugün Rize’de yüzlerce kardeşimiz çok daha sağlıklı ve güvenli yuvalarında huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşıyor. Ben bu vesileyle buradan bizleri hanesinde ağırlayan, misafir eden tüm kardeşlerime selamlarımı gönderiyorum, yürekten teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
‘BU VATAN TOPRAĞININ HER BİR ZERRESİNE HİZMET BİZİM İÇİN ŞEREFLERİN EN BÜYÜDÜR’
Rize’nin her karışında bir eseri olduğunun altını çizen Kurum, “Memleketiniz Rize’ye gittiğinizde Çarşı Mahallesi’ndeki Meydan Projemizi görürsünüz. Taşlıdere, Yağlıtaş, Salarha ve Tophane’deki kentsel dönüşüm projelerimizi görürsünüz. Sosyal konutlarımızı ve Ayder koruma projemizi görürsünüz, Gelintülü Şelalesi seyir terasımızda seyre dalarsınız. Biz Rize’nin her bir karışına aşığız, aşık. Bu vatan toprağının her bir zerresine hizmet bizim için şereflerin en büyüğüdür.” diyerek sözlerine devam etti.
‘ANCAK SAMİMİ HAYALLER, ANCAK GÖNÜLDEN KURULAN HAYALLER MURADINA KAVUŞUR’
İstanbul için, İstanbul’un geleceği için kurduğu hayallerden bahseden Kurum, “Bu aşkla, bu şuurla İstanbul’umuzu ayağa kaldırmak için, İstanbul’un beş yıllık fetret devrini bitirmek için 90 güne yakındır sahadayız. İstanbul’umuza, hayallerimizin olduğu bu aziz şehre hizmetkar olmak için yollardayız. Biliyoruz ki, ancak samimi hayaller, ancak gönülden kurulan hayaller muradına kavuşur. Şimdi bu kardeşinizin, Murat Kurum’un da bir hayali var. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir hanemizde deprem endişesi kalmayacak, bütün yuvalarımız güvenli hale gelecek. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, trafik çile olmaktan çıkacak. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, sokaklarının huzur ve güvenle dolduğu, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul.’’ şeklinde konuştu.
‘BİZ İSTANBUL’UMUZU ASLA VE ASLA KENDİ KADERİNE TERK ETMEYECEĞİZ’
İstanbul’u asla kendi kaderine terk etmeyeceklerine dair söz veren Kurum, “Size söz veriyoruz. Biz İstanbul’umuzu asla ve asla kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız. Bu söz, onların verip de tutmadıkları sözlere benzemez. Bu söz, eser adamlarının sözüdür. Bu söz, sağlam adamların sözüdür, bu söz Murat Kurum sözüdür.” dedi.
‘5 YILDA İSTANBUL LİYAKATSİZLİĞİN KURBANI OLDU, BECERİKSİZLİĞE MAHKUM EDİLDİ’
İstanbul’un iş bilmez yönetimin elinde huzursuz ve mutsuz olduğunu söyleyen Kurum, “Geride bıraktığımız 5 yılda İstanbul, liyakatsizliğin kurbanı oldu. Beceriksizliğe mahkûm edildi. Bu şehri depreme hazırlayacağız dediler, tek bir çivi çakmadılar. Reklama, algıya ayırdıkları bütçeyi depreme ayırmadılar. Ulaşım sorununu çözeceğiz dediler, tam bir çileye dönüştürdüler. Bu aziz milletin kaynaklarını kendi partilerini dizayn etmek için çarçur ettiler. İstanbul’un kaynaklarını, yetimin hakkıdır demeden balya balya kendi ikballeri için dağıttılar. Üstelik bunu da yüzleri kızarmadan savundular. Yetmedi, ‘İsrafı Bitirdik’ dediler, en büyük israfı yaptılar. İstanbullu hemşehrilerimizi ötekileştirdiler. Kadınlarımız arasında bile ev hanımları ve çalışan kadınlar diye ayrımcılık yaptılar. Binlerce kadın emekçimizin ekmeğiyle oynadılar, işlerine son verdiler. Verdikleri hiçbir sözü yerine getirmediler. 100 bin konutu, metro hatlarını, megabüsleri, HIZRAY’ı unuttular. Bu millete yalan söylediler. Bu milleti kandırdılar, bu milleti aldattılar.” ifadeleriyle konuşmasını sürdürdü.
‘BİZ AFET BÖLGELERİNDEKİ KARDEŞLERİMİZİN YARALARINI SARARKEN, BUNLAR KONFORLARI VİLLALAR YAPMA DERDİNE DÜŞTÜLER’
Mevcut yönetimin İstanbulluları aldatmaya devam ettiğini söyleyen Kurum, “2019’daki kampanyalarında geldiler, konuştular, vadettiler, oyunuzu isteyip gittiler. Yüzlerce vaat verdiler; makamlarına oturur oturmaz da hepsini unuttular. Biz deprem bölgesinde kardeşlerimiz için sağlam ve huzurlu yuvalar yaparken, bunlar dört saat boyunca saya saya bitiremedikleri, balya balya para kuleleri yaptılar. Devlete, millete mal beyanlarını açıkladılar, sonra bir baktık, bir süre sonra 1,5 milyar liralık yepyeni mallar ortaya çıktı. Yani, biz afet bölgelerindeki kardeşlerimizin yaralarını sararken, onların derdiyle dertlenirken, bunlar kendi konforları için yan yana villalar yapma derdine düştüler.
Hiç endişe etmeyin. Biz onların savurduğu paraları, İstanbul’un projelerinde kullanacağız. Onların siyasi kariyeri için ayırdıkları kaynakları biz İstanbul’a harcayacağız. İstanbul’un hakkını, İstanbul’a teslim edeceğiz. Bu millet kendini unutanlara, kaybolan yıllarının hesabını sandıkta soracak. Sandık milletin mahkemesidir. Sandık günü hesap günüdür. İşte o gün, 31 Mart’ta sandık gelecek, hesap kesilecek.” dedi.
“1 Nisan’dan itibaren her dakikamızı, her saniyemizi, her anımızı sizlere hizmet yolunda harcayacağız”
Tüm İstanbulluları sandığa davet eden Murat Kurum, “31 Mart’ta gelin, Gerçek Belediyecilikten yana olun. 31 Mart’ta gelin, İstanbul’un geleceğinden yana olun. 31 Mart’ta gelin, sağlam İstanbul’dan yana olun. Her oy bir tohumdur. Hizmet görürse yeşerir, emek verilirse fidan olur, karşılık bulursa orman olur. Haydi İstanbul şehrine oy ver. Şehrine oy ver ki, İstanbul hizmet bulsun. Huzur bulsun. Mutluluk bulsun. Size söz veriyorum. 1 Nisan’dan itibaren her dakikamızı, her saniyemizi, her anımızı sizlere hizmet yolunda harcayacağız. 31 Mart’ta İstanbul’un fetret dönemini hep birlikte bitirecek miyiz? 31 Mart’ta Üsküdar’da Hilmi Türkmen diyecek miyiz? 31 Mart’ta sağlam adam Murat Kurum diyecek miyiz? Sağ olun. Var olun. Allah’a emanet olun.” diyerek konuşmasını tamamladı.
İSTANBUL’A TATİL YAPAN BAŞKAN DEĞİL, ÇALIŞAN BAŞKAN LAZIM
İftar programında konuşma yapan Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ise, “Rizeliler her zaman Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında Kaçkar Dağları gibi dik durmuştur. Rize’ye büyük hizmeti olan; selde, yağmurda, çamurda beraber olduğumuz Murat Kurum Başkanımıza da sahip çıkacağız. Rize’de kentsel dönüşümün mimarı Murat Kurum’a sahip çıkacağız. İstanbul hizmet bekliyor. İstanbul’a tatil yapan başkan değil çalışan başkan lazım, Murat Kurum lazım. Türkiye’nin dört bir yanında yağmurda, selde, depremde, yangında, her yerde sahada çalışan arkadaşımız Murat Kurum var. İstanbul’da derdin varsa Murat Kurum’u ara. 1 Nisan geliyor; saatini kur, Murat Kurum geliyor. Hep beraber Rizeliler olarak bu yiğit adama sahip çıkacağız. Arkasında dik duracağız. Sağlam adam Murat Kurum. İstanbul hizmet bekliyor. Üsküdar’da da Hilmi Türkmen’le yola devam. Yeniden İstanbul, Murat Kurum geliyor. Rizeliler seninle beraber.” dedi.
Programda Murat Kurum’a Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Ataşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Naim Yağcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir eşlik etti.